Lubitsch Dokunuşu – 2

1

Billy Wilder’ın hayranları, onun “Lubitsch Dokunuşu” adını verdiği ifadeyle nasıl yakın bir ilişkisi olduğunu kesinlikle bilirler.
Wilder, Lubitsch Dokunuşu hakkında konuşurken bunu; akıl hocası, büyük yazar, yapımcı ve yönetmen Ernst Lubitsch’in görsel hikaye anlatımında kullandığı, onun eşsiz stili ve sinematik alameti farikası ile ilişkilendirir. Wilder “Lubitsch Dokunuşu” için; “Çok iyi şakanın şık bir şekilde kullanımıdır. Bir şakan var ve kendini tatmin olmuş hissediyorsun, ve sonra en tepede bir büyük şaka daha var. Beklemediğin bir şaka. İşte bu “Lubitsch Dokunuşu”dur.
Yönetmen Rouben Mamoulian (Love Me Tonight, The Mark of Zorro, Blood and Sand) Ernst Lubitsch’i şöyle hatırlıyor:

“Bir film yapıyordu ve yazarına;  “bir adamın uzun zamandır evli olduğunu ve bundan yorulduğunu, yanında karısı olmasına rağmen başka kadınlara ilgilendiğini” göstermesi gerektiğini anlattı.  Böylece yazar da karakter için dört sayfalık tanıtıcı bir serim yazdı. Lubitsch yazılanlara baktı ve dedi ki:

“Bütün bunlara ihtiyacın yok.”

O dört sayfayı kullanmadı ve onun yerine şöyle yap dedi;

“Adam karısıyla birlikte kafasında şapkası takılı bir şekilde asansöre biner. Yedinci katta tatlı sarışın bir kadın asansöre biner ve adam şapkasını çıkarır.”

2

Lubitsch’in sansür nedeniyle filminde kullanması imkansız bir skeci vardı. Charles Laughton’ın oynayacağı bir skeçti bu. Lubitsch Dokunuşu devreye girdi ve skeç şu şekilde çekildi:

Sarayın hareminin hemen önünde padişahı görürüz. Bagajları yığılıdır ve belli ki bir yolculuğa hazırlanmaktadır. Kapıda hadım bir içoğlanı olan Charles Laughton durmaktadır.

Padişah “İbrahim” diye seslenir.

Hadım içoğlanı olan Laughton çok ince, tiz bir sesle “Evet, efendim” diye cevaplar.

“Ben şimdi gidiyorum. Çok dikkatli ol ve sakın gözlerini kızların üstünden ayırma. Unutma. Hiçbir kız haremden çıkmayacak ve hiçbir erkek içeri girmeyecek.  Beni anlıyor musun İbrahim?”

Laughton çok daha tiz bir sesle.”Evet efendim” der.

Padişah yolculuğa çıkar. Bu sırada haremin bir penceresi açılır ve çok güzel bir kız dışarı doğru eğilir, gülümseyerek aşağı seslenir.

-İbrahiiiiiim

Laughton oldukça erkeksi ve tok bir sesle yukarıya seslenir

“- Geliyorum!”

(Yazının 1.kısmını çeviren sevgili Mustafa Devrim Özdinç’e teşekkür ederim)

Kurt Vonnegut’tan İyi Öykü Yazmanın Sırları

vonnegut

Şampiyonların Kahvaltısı, Kedi Beşiği, Mezbaha No.5 gibi kitaplarıyla ünlü Amerikalı yazar Kurt Vonnegut’tan iyi bir hikâyenin nasıl yazılacağına dair, kitapları kadar eğlenceli birkaç ipucu:

1 Sana tamamen yabancı olan birinin zamanını öyle kullanmasını sağla ki, boşa gittiğini hissetmesin.

2 Okuyucunun destekleyeceği, taraf olacağı en az bir karakter yarat.

3 Her bir karakter bir şeyler istemeli, sadece bir bardak su bile olsa.

4 Kurduğun her cümle şu ikisinden birini yapmalı: karakterin kişiliğini belli etmek ya da olay örgüsünü ilerletmek

5 Biraz sadist ol. Baş karakteriniz ne kadar tatlı ve masum olursa olsun, başlarına kötü şeyler gelmesini sağla ki, okur bu karakterlerin nasıl insanlar olduğunu, nasıl tepkiler verdiğini görsün.

6 Sadece tek bir kişiyi memnun etmek için yaz. Sözgelimi, eğer kapıları açıp da herkesi memnun etmeye koşarsan, zatüre olursun.

7 Okuyucuna mümkünse daha ilk sayfalardan, verebileceğin kadar çok bilgi ver. Heyecan yaratmak için bekletmeyi boşver. Öyle bir şey olmalı ki, okuyucu ne olduğunu, nasıl nerede ve ne zaman olduğunu iyi bilmeli ki, olur da hamam böcekleri kalan son birkaç sayfayı kemirirse kendisi de hikâyenin sonunu getirebilsin.